27 Nisan 2015 Pazartesi

Sevgi Yüklü Lüleler!

Nice aşk hikayeleri vardır anlatılagelen, yazılan, oynanan ama bunlar içinde bir tanesi vardır ki  diğerlerinden çok farklı, yürekleri sızlatan, aşkın o muhteşem büyüsünü bir kez daha taddıran... Üstelik  gerçek, yaşanmış ve eksik kalmış bir Aşk hikayesi!

Bu hüzünlü aşk hikayesi National Geographic dergisinin 2007 yılı kasım sayısında “Sevgi Yüklü Lüleler” başlıklı haberinde geçer. Haber, Güney Kore'nin Andong kentinde bir konut yapımının inşaat çalışmaları sırasında bulunan tarihi bir mezarla ilgilidir. Mezarın içinde, 1586 yılında bir dul hamile kadının kaybettiği kocasına yazdığı mektup ve ona kendi elleri ile yaptığı özel bir armağan bulunur.

Dul kadın kaybettiği kocasının mezarına bıraktığı  mektupta ona halen duyduğu aşkı ve özlemini şöyle dile getirir, “İkimizinde saçları ağarıncaya dek benimle yaşamak istediğini söylerdin. Bensiz nasıl ölüp gidersin?”

Dul kadın mektubunun yanında mezara, kocasına duyduğu derin ve sonsuz aşkı, onu nasıl özlediğini ifade etmek için bir de kendi elleri ile hazırladığı çok çok özel bir hediyeyi, kendi saçlarından ve kenevir kabuğundan ördüğü bir çift ayakkabı koyar. Ve dul kadın bu ayakkabıları neden yaptığını mektubunda kocasına şöyle ifade eder;  “Gizli gizli gel bana. Söyleyecek çok sözüm var ama daha fazla yazmayacağım...”

Şu an bir müzede sergilenen bu özel ayakkabıların fotoğrafını görmek bile o muhteşem derin aşkı, artık çooooook uzaklarında kaldığımız gerçek sevgiyi gözyaşları ile size anlatmaya ve hissetirmeye yetiyor. Lütfen aşağıdaki mektup ve fotoğrafa bir kez daha bakın ama bakarken o dul kadının kocasına şu seslenişini de lütfen hatırlayın; “Gizli gizli gel bana. Söyleyecek çok sözüm var ama daha fazla yazmayacağım...”

Ne tek taş yüzük, ne çiçek, ne araba… Cayır cayır yanan halen aşk dolu bir yürek ve kendi saçları ve elleri ile yaptığı bir çift ayakkabı... İşte gerçek AŞK bu, daha söze ne gerek!

Önerilen Popüler Yazılar