6 Ocak 2020 Pazartesi

Bilim Dünyasındaki 5 Yeni Gelişme


Tek eliyle rubik küpleri çözen robotik insanımsı eller, geri dönüşerek tüm endüstrilere fayda sağlayacak gazete kâğıtları, Mars’ta bulunan hayat belirtileri, mesafeleri ortadan kaldıran sanal gerçeklik teknolojileri… Bilim dünyasında bu hafta konu edindiğimiz tüm heyecan verici gelişmelere imza atan bilim insanları durmak bilmiyor. O hâlde sözü onlara bırakıyor ve herkese bilimin ışığında bir yıl diliyorum! Keyifli okumalar.

Yapay Zekânın Eli

San Francisco OpenAI’deki programcılar, rubik küpü beş parmaklı tek bir elle çözmek için bir çift sinir ağı eğitti.



Elbette bu rubik küpü çözmeye odaklanmış tek bot değil. Bu görevi, 0.637 saniye gibi rekor bir sürede layıkıyla gerçekleştiren ve Alman bir mucit tarafından tasarlanan bir makine daha olduğunu hatırlatalım. Fakat OpenAI mühendislerinin peşinde oldukları şey çok daha büyük: Tıpkı bir insan eli gibi, yalnızca tek bir görev için tasarlanmış botlardan ziyade, daha özenli ve çok işlevli olan genel amaçlı bir robot tasarlamak.

Ekip, hâlihazırda 15 yıldır var olan insan benzeri robotik elleri yepyeni bir yazılımla eşleştirdi ve otomatik etki alanı randomizasyonu adı verilen bir yöntem kullanarak yapay zekâyı “simülasyonda gitgide daha da zorlaşan ortamlar” ile eğitti. Ta ki, istediklerini elde edene kadar…

Hâlâ öğrenme aşamasında olan bu robotik el, birçoğumuz gibi rubik küpün şimdilik yalnızca %60’ını çözebiliyor. Ancak tek bir el olduğu düşünülünce, bizce bu oran hiç de fena sayılmaz. Ya sizce?

Beni Gör, Bana Dokun...

Northwestern Üniversitesi’nde araştırmacılar, uzun mesafeli fiziksel temas imkânı sunabilecek bir “epidermal sanal gerçeklik” sistemi geliştirdi. Araştırmanın lideri Yonggang Huang, bu sistemle sanal ve artırılmış gerçekliğin sınırlarını ve yeteneklerini genişlettiklerini söylüyor.



Huang’a göre cilt, gözlere ve kulaklara kıyasla deneyimleri önemli ölçüde artırabilen, nispeten daha az keşfedilmiş bir duyusal arayüz. Burada geliştirilen ise temel olarak, dokunma hissini ileten yumuşak, ince, esnek bir yama.

Bu yama, 15 cm’e 15 cm ve saniyede 200 devirde rezonans eden milimetre ölçekli aktüatörlerden oluşuyor. Bu ölçek de Northwestern araştırmacılarına göre, “cildin maksimum hassasiyet gösterdiği yer” olarak görülüyor. Yama; VR gömlekleri, eldivenler ve kulaklıklar gibi giyilebilir teknolojilere dikilen yumuşak bir silikon polimerin içine yerleştiriliyor. Ve ardından, kullanıcının kablosuz olarak başka bir yama kullanıcısı üzerindeki dokunma hissini oluşturmak için manipüle edebileceği bir dokunmatik ekran arayüzüne bağlanıyor.

Düşünsenize, geliştirilen bu yeni teknoloji sayesinde artık dünyanın diğer ucunda yaşayan bir tanıdığımızla el ele tutuşabileceğiz!

Mars’ta Seneler Önce Bulunan Yaşam Belirtileri

Bu soru herkesin kafasını zaman zaman kurcalasa da 1970’lerde yapılan NASA deneyinde baş araştırmacı olarak görev yapan Gilbert V. Levin, sorunun cevabını bulmuş ve buna ikna olmuş gibi görünüyor: Evet, Mars’ta hayat var! Levin, Scientific American dergisinde yayımlanan makalesinde de belirttiği gibi, NASA’nın 1976’da Mars’a yaptığı muhteşem Viking misyonu hakkındaki Labeled Release (LR) yaşam tespit deneyinde görev alıyordu. Levin’e göre, LR deneyi Mars’tan Dünya’ya geri döndüğünde testler, Kızıl Gezegen’de yaşam olduğunu gösteriyordu. Deneyler için Mars’tan elde edilen toprak numunelerinde, mikroorganizmaların varlığına işaret eden bulgular gözlemlenmişti.
Ancak NASA yetkilileri, Levin’in “yaşam”ın ispatı olarak gösterdiği bu bulguların aslında yaşamın taklidi olabileceğini, deneylerin ise yanıltıcı olduğunu savundu ve odağını değiştirdi.

NASA eğer önümüzdeki tarihlerde Mars’a geri dönmeyi planlarsa, orada yaşamın var olup olmadığını bilmek hayati önem taşıyor. Levin’e göre burada bahsedilen küçük yeşil veya kırmızı renkli adamlar değil, on yıllarca önce meslektaşlarının ve kendinin araştırdığı gibi mikrobiyal bir yaşam. Levin sözlerine şöyle devam ediyor: “Ülkemiz Mars’a astronot göndermekte kararlı, ancak oradaki herhangi bir yaşam belirtisi astronotları tehdit edebilir, dolayısıyla geri döndüklerinde bizi de…’’

Bakalım NASA’nın bir sonraki yolculuğunda, Mars insanlara ne kadar misafirperver davranacak? Sonuçları merakla bekleyeceğiz.

Mizah Eleştirmeni Bilgisayar

Yapay zekâ günümüzde kişiselleştirilmiş öneriler sunsa da, anketlere göre insanlar hala yapay zekânın güvenilirliğinden emin değil. Ancak Harvard Business School’daki araştırmacıların geliştirdiği bir algoritma artık insanların hangi şakaya güleceğini dahi tahmin edebiliyor.

Araştırmacılar önce, yakın arkadaş ve eşlerden oluşan 75 çift seçti. Katılımcıların %71’i birbirini beş yıldan fazla süredir tanıyordu. Çiftlerden birbirlerinin şakalarını “hiç komik değil”den “çok komik”e doğru derecelendirmeleri istendi. Bilgisayarımız elbette şakaları dil bazında anlamlandıramıyordu; ancak bilgisayar, kullandığı “iş birliğine dayalı filtreleme” algoritmaları sayesinde kişilerin güleceği şakaları %61 oranında doğru tahmin etmeyi başardı. Oysa insanların tahmini %57 oranında doğru çıktı.

Evet, bilgisayarların iyi önerilerde ve tahminlerde bulunduğu açık. Ancak asıl soru şu: Peki insanlar zamanla bilgisayarlara daha da güvenmeye başlayacak mı?

Gazete Kâğıdından Karbon Nanotüpe Uzanan Yol

Teksas’taki Rice ve İngiltere’deki Swansea Üniversitesi’ndeki araştırmacılar eski gazeteleri geri dönüştürmenin yepyeni bir yöntemini buldu: Gelişen karbon nanotüpler.

Karbon nanotüpleri, nano ölçekli silindirlere sarılmış tek atomlu grafen levhalar olarak tanımlayabiliriz. Swansea Üniversitesi’nin yayımladığı makaleye göre karbon nanotüpler, dokunmatik ekranlar için iletken filmler, esnek elektronikler, enerji üreten kumaşlar ve 5G ağları için antenler gibi çok çeşitli alanlarda kullanılabilecek inanılmaz fiziksel özelliklere sahip küçük moleküller.

Araştırmacılar bu deneyde, ısıtılmış bir alt katmanın -yani kaolin gazete kâğıdının- yüzeyinde kimyasal bir reaksiyonun meydana geldiği kimyasal buhar biriktirme yöntemini kullandı. Ve böylece Rice/Swansea iş birliği, gazetelerin geniş yüzey alanlarının, üretimi oldukça zor ve pahalı olan bu karbon nanotüpleri kimyasal olarak büyütmek için olası ve ideal bir yol sağladığını keşfetti.

Önerilen Popüler Yazılar